13 Haziran 2008 Cuma

Mobil TV

Daha önce bir dergide yayınlanan röportajımı sizlerle paylaşıyorum.

1) Mobil TV servisi ile neler yapılabilecek?

Öncelikli olarak Mobil TV’nin geçmişine bakmak lazım. Cep telefonundan televizyon izleme fikri şu aralar daha bir popüler hal almasına rağmen aslında çok daha önceki yıllarda bu ürünler ile ilgili çalışmalar başlanmış, hatta dünyada ve ülkemizde de çeşitli denemelerine rastlamıştık. Ancak gerek altyapının yetersizliği, gerek son kullanıcının beklentilerinin net olarak anlaşılmamış olması bu ürünlerin ölü doğmasına sebep olmuştur.
Günümüzde ise hem geçmişten alınan tecrübelerle, hem de teknolojideki gelişmelerle daha kullanıma uygun ürünler piyasaya çıkmaya başladı.
Aslında Mobil TV kavramını ikiye ayırmak gerekiyor. Birincisi Cep Telefonu şebekeleri üzerinden unicast dediğimiz yöntemle yapılan yayın, diğeri ise DVB-H, S-DMB gibi yöntemler kullanılarak herhangi bir mobil cihaza yapılan dijital yayın.
Mobil TV, ilk gündeme geldiğinde, cep telefonu operatörlerinin altyapılarını kullanarak yayın yapılması üzerine yoğunlaşılmıştı. Ardından gelişen teknoloji sayesinde artık Dijital Alıcıların boyutları ve vericilerin güçleri geliştikçe mobil cihazlara direk uydu veya karasal vericilerden de yayın yapmak mümkün hale geldi.
Tabi dijital yayın dediğimiz zaman, akla etkileşimli yayıncılık, gelişmiş program rehberi gibi birçok destekleyici ürün akla geliyor. Bu nedenle Dijital Yayın kapsamında normal televizyonlarda neler yapılabiliyorsa, Mobil TV ürünlerinde de verilebilecek hale geliyor. Mobil TV’lerin normal televizyonlara göre en önemli avatajı kişiye özel olması. Bu sayede özellikle reklam ve pazarlama için çok önemli bir mecra haline gelmesi kaçınılmaz olacaktır. Şu anda lanse edilen veya pilot çalışmaları yapılan bu tip teknolojiler PVR (Kişisel Video Kaydedici), program etiketleme, elektronik rehber, Interaktif servisler, İzle ve Öde gibi birçok gelişmiş dijital yayıncılık ürünlerini de içermektedir.

2) Mobil TV için tercih edilen formatlar neler? Hangi yollardan erişim sağlanacak?

Az önce bahsettiğimiz gibi Mobil TV kavramını iki farklı ürün olarak değerlendirmek gerekiyor.
Şu anda birçok aboneye ulaşmış, özellikle 3G şebekelerinin gelişmesi sayesinde yaygın olarak kullanılan Mobil Operatörlerin altyapısı üzerinden yapılan unicast yayınlar da Mobil TV kapsamına girmektedir. Ancak bu ürünlerde hem operatörler için, hem de son kullanıcı için birçok sorun bulunmakta ve bu nedenle de beklendiği kadar popüler olamamaktadır. En önemli sorun izleyen abone sayısı arttıkça servis kalitesinde düşüşler meydana gelmekte ve operatörler içinde ciddi maliyetler yaratmaktadır. Özellikle yoğun cep telefonu kullanımı olan bölgelerde yayınlar sürekli kesintiye uğramakta ve bant genişliği sıkıntısı sebebiyle de yüksek çözünürlüklü bir yayın yapmak mümkün olmamaktadır.
Bu nedenle bu yöntem ile yapılan televizyon yayıncılığı normal televizyon yayınlarına bir alternatif oluşturmak yerine tamamlayızı bir unsur olarak konumlanmaya başlamıştır.
Yapılan araştırmalar da, EDGE ve 3G üzerinden yapılan yayınların kullanıcılar tarafından ortalama 5 dakika süreyle izlendiği ve genelde haber, spor içerikleri ve hava durumu gibi kısa içeriklerin tercih edildiği görülmüştür. Diğer önemli bir tesbit, kullanıcıların popüler kanallar yerine mobil için özel hazırlanmış marka olmayan içeriklere yöneldiği olmuştur.

Mobil TV denince akla gelen diğer yöntem ise DVB-H (Digital Video Broadcasting – Handheld) veya DMB (Digital Multimedia Broadcasting) gibi yöntemlerle Mobil cihazlara dijital yayın yapılmasıdır. DVB-H veya DMB üzerinden yapılan yayınlarda görüntü kalitesi hem daha yüksektir, hem de kesinti yaşanma ihtimali çok daha düşüktür.Şu anda Dünyanın birçok yerinde bu tip yayınların pilot testleri yapılmaktadır, hatta Kore, İtalya, Almanya gibi ülkelerde geçtiğimiz aylarda lansmanları yapılmıştır. Özellikle Kore hem bu teknolojide öncü olması, hem de pazarın kabullenme sürecinin hızlı olması açısından çok önemli bir örnektir. Kore, Mobil TV yayını için S-DMB ve T-DMB standartlarını seçmiştir ve 2005 yılı içerisinde de satışa hazır ürünler haline getirmiştir. Halen S-DMB yayınları SK-Telekom ve TUMedia ortaklığı ile ücretli olarak müşterilere ulaştırılmaktadır ve 7 TV kanalı ile 20 adet Radyo kanalını içermektedir. T-DMB yayınları ise tamamen ücretsiz olarak kullanıcılara ulaşmaktadır ve 7 TV kanalı ile 13 Radyo kanalına sahiptir.

DVB-H veya DMB yayınlarının halen test aşamasında olmasının ve çok az ülkede kullanıma açılmasının birçok sebebi bulunmaktadır. Özellikle mevcut televizyon kanallarının kullandığı frekansların kullanılacak olması bu tarz yayınlar yapmak için boş frekans bulmak açısından büyük sorun yaratmaktadır ve birçok ülke bu sıkıntıyı aşmak için çalışmalar yapmaktadır. Diğer bir sorun ise ilk yatırım maliyetlerinin yüksek olmasıdır. Bu tip bir yayın yapmak için lisans alan firmaların ciddi sayıda DVB-H verici yatırımı yapması gerekmektedir. Mobil Cihazlara yayın yapmaktaki zorluk bu cihazların metro, otoyol gibi her ortamda kullanılıyor olmasıdır.

3) Türkiye'de mobil TV ile ilgili operatör ve üreticilerin çalışmaları ne aşamada? Henüz 3.neslin gelmemiş olmasına rağmen GPRS ve EDGE şebekeleri üzerinden mobil tv yayını yapan firmalar var, bunlara örnek gösterebilirsiniz? Türkiye'ye mobil TV tam anlamıyla ne zaman gelir?

Türkiye’de de Mobil TV aslında çok yeni bir kavram değil. Yıllar öncesinden GSM Operatörleri benzeri servisleri hatta ücretsiz olarak vermeye başlamışlardır. Ancak altyapının yeterli olmaması nedeniyle beklenen verim alınamamıştır. Şu anda da operatörlerin EDGE yatırımlarını geliştirmeleri sayesinde bu tip servisler piyasaya çıkmaya başladır fakat bu ürünlerin çok fazla yaygınlaşacağını ve çok büyük gelirler elde edileceğini düşünmüyoruz. 3G Lisanslarının verilmesi ve 3G altyapı yatırımlarının tamamlanması sonrasında belki biraz daha bu tarafta hareketlenme yaşanabilir gibi gözüküyor ancak bunun da çok kısa vadede gerçekleşeceğini düşünmüyoruz.
Aslında Mobil TV’nin yaygınlaşması biraz da 3G ve Karasal Dijital Yayıncılık lisanslarının verilmesi sonrasında ciddi bir ivme kazanacak gibi gözüküyor. Özellikle DVB-H için gerekli frekans ayırımı yapılabilirse gerçekten Türk izleyicisini tatmin edebilecek seviyede bir Mobil TV ürününden bahsedebilecek düzeye gelebiliriz.

5) Mobil TV'nin hayata geçmesine olanak sağlayan DVB-H teknolojisini destekleyen avuçiçi cihaz sayısı dünyada ve Türkiye'de nedir?

Genelde DVB-H uyumlu Mobil Cihazlar, DVB-H altyapısı kurulduktan sonra pazara girmeye başlıyor. Bunun en önemli nedeni özellikle yurtdışında bu cihazların Operatörler tarafından verilmesi ve Operatörlerin de seçtikleri Şartlı Erişim sistemlerini destekleyen telefonları pazara sokuyor olması. Mobil TV yayınını almak için DVB-H cihazı almak yeterli olmamaktadır. Aynı zamanda bu cihazın, yayın yapan Operatör tarafından da destekleniyor olması gerekmektedir.
Bunun sonucunda şu anda Türkiye pazarında DVB-H teknolojisini destekleyen ürünler halen satılmamaktadır.
Dünyada da yine aynı sebepten ötürü, şu anda DVB-H uyumlu cihazlar sadece bu servisin pazara çıktığı Italya’da ciddi bir sayıya ulaşmış gibi gözüküyor. Italya’da satılan DVB-H uyumlu cihaz sayısının 2006 sonunda 500.000 civarında olacağı tahmin ediliyor.

6) DVB-H teknolojisi tamamen yeni kurulacak şebekeler üzerinde çalışıyor ve bu yayınları almak için yeni cep telefonlarına ihtiyaç var. Yorumunuz?

DVB-H teknolojisinin ilk yatırım maliyetleri, özellikle vericiler tarafında oldukça yüksek. Ancak bu her yeni yayın teknolojisi için geçerli. Yatırımdan sonrasına baktığınızda ise GSM Şebekelerine göre çok daha hesaplı ve sorunsuz bir yayın yöntemi. Tabi bu ürünün yaygınlaşması DVB-H alıcılı cihazların da piyasada çoğalması ile doğru orantılı olacaktır. Aslında Türkiye pazarı özellikle yeni cep telefonlarının pazara giriş hızına baktığınızda, DVB-H uyumlu ürünlerinide çok hızlı bir şekilde kabullenecekmiş gibi gözüküyor. Zaten çıkacak servis ne kadar kaliteli olursa ve yeni bir ihtiyaç yaratırsa cihazların satışı da o seviyede yüksek olacaktır. Yurtdışı pazarlarda durum biraz daha farklı. Türkiye’den farklı olarak çoğu ülkede cep telefonları Mobil Operatörler tarafından kullanıcılara veriliyor veya kiralanıyor. Bu nedenle bu tip yeni teknolojilere geçiş çok daha hızlı oluyor.
Tabi Mobil TV yayınlarını sadece Cep Telefonu gibi düşünmemek lazım. Kore örneğinde de açıkça gözüküyor ki kullanıcılar her türlü mobil cihazdan bu yayınları izlemek istiyor. Şu anda Kore pazarında Mobil TV yayını alan cihazların %15’i Araç içi alıcılar, Kişisel Media Oynatıcılar ve PDA’lerden oluşuyor. Hatta bu sayının alıcı cihazlardaki çeşitliliklerin artmasıyla beraber önümüzdeki dönemde %30’un üstüne çıkması bekleniyor.

7) Dünyadaki mobil TV abone sayısı nedir?

2.5G ve 3G üzerindeki servislerin geçmiş 2 – 3 seneye dayandığı için özellikle İngiltere, Amerika ve Fransa gibi ülkelerde gayet yüksek rakamlara ulaşılmış gibi durmaktadır. Örneğin Kaliforniya kökenli MobiTV firmasının dünyanın dört bir yanında GSM operatörleri ile birlikte lanse ettiği servislerin abone sayısı yaklaşık 1.500.000 civarında. Yine İngiltere kökenli ROKTV sırf Çin pazarında 150.000 aboneye ulaşmış durumda. Şu anda farklı 2 – 3 firmanın Amerika pazarındaki toplam abone sayısı ise 2 Milyon civarında. Tüm dünya da ise 2005 sonu itibariyle toplam abone sayısı 6.4 Milyon kişi olarak tahmin ediliyor.

DVB-H pazarı ise şu anda sadece İtalya da müşteriye ulaştığı için burada rakamlar tüm dünyadaki abone rakamlarını da oluşturuyor. Yıl sonunda bu sayının 500.000 olması bekleniyor.

DMB ürününün şu anda en büyük pazarı olan Kore de abone sayısı toplam 1.9 Milyon kişiye ulaşmış durumda.

8) Mobil TV gelirleri nedir? 3. nesilin yaygınlaşmasıyla birlikte (abone sayısı ve gelirlerin) ne olması bekleniyor?

2.5G ve 3G üzerinde verilen TV servisinde en büyük gelir kalemi halen VOD (Seç ve İzle) ürünler. Genel olarak bu servislere ulaşmak için aboneler aylık sabit bir ücret ödemekteler, ancak VOD içeriklere ulaşmak için ürün başına bir fiyatlandırma yapılmakta ve büyük oranda gelirler bu içeriklerden elde edilmektedir. 3G altyapılarının gelişmesi ile birlikte bu servisler üzerinden yeni Interaktif servisler geliştirmek mümkün olabilmektedir. Buna paralel olarak da yeni gelir kalemleri ortaya çıkmaktadır. Örneğin izlediğiniz bir programdaki ürünü satın almak için ekrandan komut göndermek yeterli olacaktır.

DVB-H ve DMB servislerinde ise iki farklı model bulunmaktadır. Birincisi yine pay tv mantığı ile abonelik ücreti ödenerek kanalların izlenmesi, diğeri ise içeriklere ücretsiz erişilmesi ve gelirin reklam satışlarından sağlanması.

Hiç yorum yok: