3 Haziran 2010 Perşembe

Media Center, Tivibu ve sonrası... (2. Bölüm)


Geçen hafta başladığımız yazı dizisinde bu hafta Tivibu ile ilgili bilgileri paylaşmaya çalışacağım.


Tam yazıya başlarken BBC Iplayer ile ilgili bir haber düştü e-postama. Özellikle Tivibu ile ilgili bahsetmek istediğim bir konu ile ilgili olduğu için öncelikle bu haberi paylaşmak istiyorum.

BBC uzun zamandır izleyicilerine sunduğu iPlayer uygulamasının yeni sürümünün duyurusunu yapmış. Bu yeni sürümün en önemli özelliği ise sosyal medya entegrasyonu gibi gözüküyor. Facebook ve Twitter ile entegre çalışan uygulama yine bu mecraların paylaşma ve tavsiye etme özelliklerini kullanıyor. Bu iş birliklerini diğer sosyal medya siteleriyle de genişleteceklerini paylaşmışlar.

Aslında bu çok önemli bir adım. Hatta benim Tivibu ile ilgili yapmak istediğim kişisel yorumlarımın da merkezini oluşturuyor. Ancak öncelikle Tivibu'ya bakalım.

Tivibu, Microsoft Silverlight teknolojisi ile geliştirilmiş bir platform. Bu sayede birçok yenilikçi özelliği de içerisinde barındırıyor. Örneğin http streaming üzerinde yayın yapabiliyor, dinamik bant genişliği sayesinde bağlantı hızınıza göre yayını adapte edebiliyor, kayıt özelliği sayesinde durdurup geri alabiliyorsunuz, menü geçişlerini ve yayın akışlarının görselliği şık. Bu ve benzeri birçok özellikle gelen Tivibu, tabii ki Türk kullanıcıları için gayet ilgi çekici bir uygulama haline geldi.

İçerisinde birçok kanalı barındırması, fiyatının uygun olması nedeniyle bir anda 100 binlerin üzerinde aboneye ulaştı. Tüm bu özellikler tabii ki yeterli olmayacak. İzleyiciler ilk tecrübelerini yaşadıktan sonra tekrar diğer mecralara kaymaya başlayacaklar.
Bunun en önemli sebebi ise, artık Internet üzerinde bir video yayın işi yapıyorsanız bunun sosyal paylaşım bacağını da düşünmek zorunda oluşunuz. Tivibu ve benzeri servisler bu entegrasyonu başarıyla gerçekleştirdikleri zaman gerçek ve kalıcı müşteriye kavuşabilecekler.

Artık televizyon izleyicisi de izlediği programı aynı anda izleyen arkadaşlarını ekranın yanında görmek, onlara mesaj atmak, programı veya dizi yorumlamak, arkadaşlarıyla paylaşmak istiyorlar. Bu nedenle TTNET, Tivibu'nun yeni versiyonlarında bu uygulamaları da düşünmek zorunda. BBC, bunu geç te olsa farketmiş ve yeni sürüm içerisine en azından Facebook ve Twitter'ı eklemiş durumda.

Sosyal medyayı en yoğun kullanan ülkelerden biriyiz. Bu trafiği kullanmak ve ondan fayda elde etmek isteyen tüm yayıncıların projelerinin içerisinde mutlaka düşünmeleri gerekiyor.

Media Center, Tivibu ve sonrası... (1. Bölüm)



Türkiye'deki dijital yayın sektörünü incelemeye başlıyoruz.


Türkiye'deki dijital yayın sektörünü incelemeyi hedeflediğim bu yazı dizisinde yeni servisleri, Pazar eğilimlerini ve gelecek ile ilgili fikirlerimi paylaşmayı düşünüyorum.

Ülkemizde son zamanlarda özellikle medya ve telekom sektöründe iki önemli eğilim var: Web TV ve iPhone üzerinden yayın. Öncelikle Web TV tarafındaki gelişmelere bakarsak, Microsoft'un Windows 7 lansmanı ile birlikte Türkiye biraz geç de olsa Media Center uygulamaları ile tanışmaya başladı.

Şu anda Doğuş Grubu, NTVMSNBC Uygulaması ile Media Center içerisinde ciddi bir trafik çekiyor. 3 TV, 2 radyo kanalı bulunan bu uygulama içerisinde insanlar hem yayın akışlarına bakabiliyor, hem canlı kanalları izleyebiliyor, hem de NTVMSNBC içerisinde bulunan haberlere ulaşabiliyorlar. Bunun yanında Power Media Grubu yine radyo ve TV kanallarıyla Media Center içerisinde yer aldı. Son olarak Spectrum Media Grubu'nun JoyTurk, JoyFM gibi radyo kanalları Windows 7 PC'ler içerisinde hazır yüklü olarak gelmeye başladı.

Dünyada uzun zamandır bu tip uygulamalar yaygın bir şekilde kullanılıyor. Microsoft Türkiye ekibi de bu konuda yoğun bir çalışma yaparak Windows 7 ile birlikte bu hizmeti müşterilerine ulaştırmaya başladı. Artık satın aldığınız bilgisayarlar içerisinde tüm bu içeriklerin çalıştığı uygulamalar hazır yüklü olarak geliyor. Milyonlarca PC'ye bir anda dağılabilen bu hizmet hem içerik sağlayıcılar için çok önemli bir mecra, hem de son kullanıcılar için güzel bir servis.

Media Center uygulamasının önemli özelliklerinden biri de Windows tarafından sağlanan uzaktan kumandalar ile kullanılabiliyor olması. Böylece bilgisayarınızı LCD TV'nize bağlayarak tüm bu içeriklere uzaktan kumandanız ile erişmeniz mümkün. Hatta XBOX kullanıyorsanız, Media Center uygulamaları XBOX ile tamamen uyumlu olarak çalışıyor.

Görüleceği gibi yıllardır Office uygulamaları ile ön plana çıkan Microsoft, artık medya alanına da ciddi anlamda ilgi duymaya başladı. Medya kuruluşları ile yaptığı bu tip çalışmalar sayesinde de evimizdeki Windows 7 PC'leri bir Internet TV platformuna çevirmeyi hedefleyen Microsoft, 2010 içerisinde yeni projeleri de bu platforma dahil edeceğe benziyor. Çok yakın zamanda aylık abonelik ile çalışacak olan bir yabancı dizi ve film portalı da tüm Media Center PC'lere yüklenmiş olacak.

Peki pazarın asıl oyuncuları neler yapıyor? Bunun cevabını da haftaya vermeye çalışacağım.

Gevezeliği severiz

Milletçe severek kullandığımız teknolojilerin hepsinin ortak özelliği sohbet, muhabbet.


Son zamanların yeni gözdesi Friendfeed'in ülkelere göre dağılımını gösteren raporlara baktığımızda dünyada en çok Friendfeed kullanan ikinci ülke olduğumuz ortaya çıkıyor. Facebook tarafında da durum aşağı yukarı aynı.

Aslında buradan çok güzel bir analiz yapmak mümkün. Daha önce de bahsetmiştim teknolojiyi yoğun kullanan bir milletiz, ama tabii ki işimize geldiğinde. Cep telefonu, SMS, ICQ, MSN, Facebook ve son olarak Friendfeed. Hepsinin ortak özelliği sohbet, muhabbet.

Biz sohbet etmeyi çok seviyoruz. Evde yalnız oturmak yerine kahveye gidip sandalye tepesinde oturarak saatlerce sohbet etmeyi tercih ederiz. Yalnız başına maç seyretmek yerine kalabalık kafelerde izlemek daha çok hoşumuza gider. Esnaf güzel havalarda dükkanının önüne sandalyeleri çeker bütün gün sohbet eder.

Internet ve yeni teknolojiler bizleri değiştiriyor ama genlerimize dokunamıyor. Belki kahvede oturmuyoruz ama bilgisayar veya telefon başında saatlerce konuşuyor veya yazışıyoruz. Avrupa ülkelerinde insanlar daha fazla bireysel yaşarlar, iletişimleri daha kısıtlı ve amaç dahilindedir. Bizim için konuşmak, sohbet etmek için bir amaca ihtiyaç yoktur, amaç zaten sohbet etmektir.

Bu nedenle iletişim içeren tüm teknolojiler, diğer teknolojilere göre çok daha hızlı bir şekilde yaygınlaşır bizde. Hemen kabullenir ve adapte oluruz. Gelecekte bunun farkına varan şirketler çok daha başarılı olacaktır. Ürünlerini, servislerini ve kampanyalarını bu doğrultuda hazırlayanlar mutlaka halka kendini daha kolay kabul ettirecektir.

Sonuç olarak milli içkisi bile sohbetsiz içilemeyen bir milletiz. Ne mutlu bize.